Bakan Tekin’in ‘laiklik’ ile ilgili açıklamalarına Hizbullah’tan destek geldi: ‘Kemalizme ‘devşirme’ dendi!’

Milli Eğitim Bakanı Tekin’den Laiklik Açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, önceki günlerde katıldığı AKP Batman Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi’nde; “Sizin anladığınız laiklik şu; 1940’lı yılları hatırlayın. Camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kuranı öğrenmesini yasaklamak. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız.

O zaman sizin laiklikten anladığınız şey ile benim laiklikten anladığım şey aynı değil. Laiklikten, bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar; dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Evrensel laiklikten yanayım. Sen Türkiye’ye özgü, kendi icat ettiğin bir laiklik kavramını bana dayatıyorsun” ifadelerini kullandı.

KEMALİSTLERE ‘DEVŞIRME’ DEDİ

Bakanın bu açıklamaları tepkilere neden olurken, yakın tarihimizde domuz bağı cinayetleriyle bilinen terör örgütü Hizbullah’tan destek geldi. Hizbullah’ın propaganda yayını olarak bilinen İnzar Dergisi ile örgüte yakın Doğruhaber gazetesinin yazarı Hasan Sabaz, Tekin’in açıklamalarını “olumlu” olarak değerlendirdi. Sabaz, Türkiye’de laikliğin uygulanmaya başladığı yıldan başlayarak bir “zulüm aracı” olarak kullanıp inanç değerleri üzerine bir baskı aracı olduğunu iddia ederek, şu ifadeleri kullandı:

Dünya çapında uygulanan laiklik uygulamaları içerisinde belki de en katısı olarak kabul edilen Fransız tipi laiklikten çok daha ötesi Türkiye’de uygulanıyor. Kemalist kesim, Türkiye’ye özgü bir laiklik tanımı yoluna gitmiş. Bu da Türkiye’de uygulanan kanun ve kuralların neredeyse tümünün kendileri istediğinde insanlar üzerinde bir baskı aracı olarak kullanabilecek duruma getirdiler.

Türkiye’deki bu Kemalist zihniyet, bu hastalıklı zihin yapısı eline imkân geçtiğinde hangi seviyelere çıktığı önemli. Sayın Milli Eğitim Bakanı’nın söylemleri birçok kişinin hissiyatına tercüman olmuştur. Yeni anayasa için toplanacak kurul laikliğin anlamını net bir şekilde ortaya koyması, sınırlarını belirlemesi gerekir. Sana göre, bana göre, ona göre laiklik anlayışı olmaz. Kamusal alanın sınırlarının ne olduğu tartışılıp ‘kamusal alanda dini semboller olmaz’ denildi.

Bu Türkiye şartlarında çok saçma bir uygulama. Siz devşirmesiniz, nereden geldiyseniz oraya dönün. Sonradan gelen kimi devşirme tipler Batılı değerlere göre insanları, toplumu, çevreyi dizayn etmeye çalışmakla hadlerini aşıyorlar.

‘AMAÇLARI LAİKLİĞİN KALDIRILMASI’

Sabaz’ın açıklamalarını değerlendiren Laiklik Meclisi’nden Avukat Doğan Erkan, “Her şeyden önce Hasan Sabaz yalan söylüyor. Cumhuriyet hiçbir zaman ezanı yasaklamadı. Şapka takmadığı için hiç kimse idam edilmedi.

Bunlar şeriatçıların cumhuriyet devrimlerine kara çalma yalanları. Gericilerin bu yalan bilgiler ile halkı birbirine düşürme çabasını tanıyoruz. Ama daha önemlisi, Kemalistlere ve laik sisteme devşirme, hastalıklı zihin yapısı diyerek açıkça Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlemektedir. Ayrıca ‘Atatürk Aleyhine İşlene Suçlar Hakkında Kanunu’ da ihlal etmektedir.

Laiklik ilkesine dönük algı ve düşmanlığına gelince, bu zihniyetin kafasında ÇEDES sistemi ile ilk ve orta dereceli devlet okullarında, eğitim formasyonu ve pedagoji bilimine dair hiçbir yeti ve yetkisi olmayan imamların derse girmesine laiklik izin vermelidir. Laiklik Meclisi’nin her ay yayımladığı raporlarından eğitime dönük din müdahalesi, tarikatların eğitime nasıl sızdıkları görülebilir.

Gerçekte tam tersi, laiklik ilkesinin geçerliği olduğu bir ülkede, imamlar temel eğitime asla karışamaz. Bu şahsın ve örgütlü olduğu yapının laiklik ilkesiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Gerçek fikirleri ve amaçları laikliğin tümüyle kaldırılmasıdır” dedi.